CSS’in Tarihçesi

HTML (Hyper Text Markup Language) büyüdükçe ve geliştikçe talepleri karşılamak karmaşık bir hal aldı ve web sitelerinin tutarlı bir görünüme kavuşması zorlaştı. CSS (Cascading Style Sheets) ilk kez 10 Ekim 1994 tarihinde, CERN’de (Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire) Tim Berners – Lee ile birlikte çalışmakta olan Hakon Wium Lie tarafından önerilmiştir.

Web için çok sayıda ve başka biçimlendirme dilleri de aynı zamanda teklif edilmişti. Bunun ardından W3C (World Wide Web Consortium), çeşitli forum ve e-posta listelerinde yapılan birkaç farklı stil sayfası dili taslağını da inceleyerek ve göz önünde bulundurarak 1996 yılında ilk CSS önerisini sunmuştur.

Bu sayede ilk CSS 1.0 kullanılmaya başlanmıştır. İnternet kullanımının yaygınlaşması ve kullanım amaçlarının çeşitlenmesiyle doğan yeni ihtiyaçlar, W3C’nin 12 Mayıs 1998’de CSS 2.0 önerisini sunmasıyla sonuçlanmıştır. Bunun hemen ardından çalışmalarına başlanan CSS 3 ise, W3C’nin 19 Haziran 2012’de CSS 3.0 önerisini sunmasıyla sonuçlanmıştır.

CSS 3.0’ın geliştirme ve detaylandırma çalışmaları halen sürmektedir. Bu çalışmalar ilerleyen tarihlerde CSS 4’ün de temeli olacaktır.
CSS günümüzde tüm browser’lar (tarayıcılar) tarafından desteklenmekte ve kullanılmaktadır. Günümüz teknolojilerinde özellikle web yazılımlarında CSS, kullanım kolaylığı, esnekliği, performansı, gücü ve marifetleri sayesinde web sayfalarının biçimlendirilmesi konusunda vazgeçilmez bir dil olmuştur.

CSS Nedir? Neler Yapılabilir?

CSS (Cascading Style Sheets) HTML sayfalarında bulanan öğeler için biçimlendirme olanakları sunan bir markup dilidir. Markup dili, bir dokümanı sistemin/uygulamanın/aracın yorumlayabileceği formatta oluşturulmasını sağlayan dile verilen isimdir.

CSS, görsel eksikliği gidermek amacıyla ortaya çıkmıştır. CSS, web sayfaları için genel şablonlar hazırlama olanağı verir. Bu olanaktan bağımsız olarak da sayfa, alan, arkaplan, form, buton, input, resim, video, ses ve doküman gibi dosyaların, metinlerin, tuvallerin vs. gerek stillerini (renk, yazı tipi, boyut vs.), gerek konumlarını, gerekse de özelliklerini değiştirmek için kullanılır.

CSS kullanarak sitenizin nasıl görüneceğini, cep telefonu, masaüstü ve tablet gibi farklı cihazların ekranlarında kontrol edebilirsiniz.

CSS, web sayfanız üzerinde tümüyle kontrol sahibi olmanızı sağlar ve istediğiniz şekilde değişiklikler yapmanıza olanak verir.

Kısaca CSS, bir HTML sayfasının nasıl görüntüleneceğini tarif eder.

CSS Nasıl Kullanılır?

CSS stilleri HTML şablonunuzun her öğesine ayrı ayrı eklenebilir fakat CSS, birden çok stili bir öğeye ya da bir stili birden çok sayfaya uygulamak gibi daha pratik özellikleriyle öne çıkmaktadır. Örneğin; tüm H2 başlıklarının aynı renkte görüntülenmesini sağlayabilirsiniz.

CSS kodları HTML’e üç farklı şekilde eklenebilir:

  • Satır İçi (inline) / Yerel CSS: Satır içi CSS ile sadece o etiketi etkileyecek biçimler verilebilir. Etiketler, arasında kalan etiketlerin içine yazılır.
  • Sayfa İçi / Genel CSS: Sayfa içinde belirli bir etiketi gördüğü her yerde, tanımlanmış özellikleri uygular. Genel CSS kodları, etiketlerinin arasına yerleştirilir. Sayfalarınızın geç yüklenmesine neden olabilir. Bir CSS koduyla sayfadaki tüm paragrafların ya da başlıkların aynı renk olmasını sağlayabilirsiniz.
  • Harici (External) CSS: Head etiketleri içinde harici bir CSS dosyasına link vererek, bir CSS dosyasının HTML dosyasına eklenmesi yöntemidir. Birden fazla sayfada aynı .css uzantılı dosyanın kullanılması mümkündür. Harici CSS dosyanız yüklenene kadar sayfanız düzgün görünmeyebilir.

CSS ile Neler Yapılabilir?

  • Tüm cihazlara (bilgisayar, telefon, tablet vs.) uygun responsive (duyarlı) tasarımlar hazırlanabilir.
  • Mobil programlama içinde kullanılabilir.
  • Sayfadaki tüm alanlar ve içerikler için stil (renk, yazı tipi, boyut vs.), konumlandırma ve özellik değiştirme işlemleri yapılabilir.
  • Geçiş/dönüşüm işlemleri yapılabilir.
  • Animasyon ve efekt işlemleri yapılabilir.
  • Slaytlar ve resim galerileri yapılabilir.
  • Kullanıcılara rahatlık sunabilecek açılır menüler yapılabilir.
  • HTML (Hyper Text Markup Language) (zengin metin işaretleme dili) içeriğinde önceden tanımlı tüm elemanların (input (giriş) alanları, butonlar vs.) görünümü değiştirilebilir.
  • Tablolama ve listeleme işlemleri yapılabilir.
  • Tek bir CSS (Cascading Style Sheets) (basamaklı stil şablonları veya basamaklı biçim sayfaları) dokümanından tüm sayfalara etki edilebilir.


CSS ile Neler Yapılamaz?

  • Veri tabanı işlemleri yapılamaz.
  • Veri okuma, işleme ve kontrol işlemleri yapılamaz.
  • Tarihe bağlı işlemler yapılamaz.
  • Form işleme ve değerlendirme işlemleri yapılamaz.
  • Sayfaya talep işlemleri yapılamaz.

JavaScript’in Tarihçesi

JavaScript, Mayıs 1995’te Netscape‘te, şimdi ise Mozilla‘da çalışan Brendan Eich tarafından 10 günde geliştirildi. İlk defa Aralık 1995 tarihinde Netscape Navigator 2.0 ile birlikte piyasaya sürüldü. Geliştirme aşamasında adı Mocha olarak geçmesine rağmen Eylül 1995 tarihine kadar resmi olarak LiveScript olarak isimlendiriliyordu. Netscape 2.0 Beta3 ile birlikte ismi JavaScript olarak değiştirildi. Bu, Java’nın o zamanlardaki popülerliğini kullanarak yapılan bir çeşit pazarlama hareketiydi.

JavaScript’in isim değişikliği ile Netscape’in Java teknolojilerine (Java Applet) destek vermesi yaklaşık olarak aynı tarihlere denk gelmektedir. Microsoft ile Netscape’in web teknolojileri ve platformları alanında yarıştığı bir dönemde Netscape, Sun Microsystems‘ın geliştirdiği Java platformuna destek vererek dağınık bir işletim sistemi oluşturmayı öngörüyordu. JavaScript ise, Visual Basic‘in yaptığı gibi profesyonel olmayan programcıları hedefleyen daha basit bir betik dili olarak düşünülmekteydi.

Microsoft, 1996 yılında JScript ve VBScript betik dillerini yayınladı. JScript Netscape’in JavaScript’ine benzerken VBScript, Visual Basic temelliydi ve var olan Visual Basic programcılarının kolay bir geçiş yapmasını hedefliyordu. Aynı dönemde Microsoft ilk defa CSS desteği de sağladı ancak hem CSS hem de JScript desteği Netscape’in o zamana kadar sağladıkları ile tutarlı çalışmıyordu. Bu durum web tasarımcıları ve geliştiricileri arasında bir kargaşa yaratmış ve tarayıcı savaşlarının ilk yıllarında sitelerin altında tipik olarak görülen “En iyi Internet Explorer ile izlenir” ya da “En iyi Netscape ile izlenir” gibi logoların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

1996 yılının kasım ayında Netscape firması JavaScript’in endüstri standardı olarak belirlenmesi amacıyla Ecma International firmasına başvuruda bulunduğunu ilan etti. Bunun sonucunda standardize edilen sürüm ECMAScript olarak isimlendirildi.

Standartlaşma süreci döngülerle devam etti. 1998’de ECMAScript 2 ve 1999’da ECMAScript 3 yayınlandı. ECMAScript’in 4. sürümü üzerinde ciddi bir çalışma yapılmasına rağmen asla tamamlanamadı ancak 5. sürüm için önemli bir ilham kaynağı oldu. 5. sürüm 2009 yılının aralık ayında yayımlandı. ECMAScript’in şu an geçerli olan son standart belirtimi, Haziran 2011 tarihinde yayımlanan 5.1 sürümüdür ve Javascript 1.8.5 tarafından desteklenmektedir.

JavaScript Nedir?

JavaScript 1995 yılında Netscape firmasının çalışanı Brendan Eich tarafından geliştirilmiştir. Client (istemci) tarafında çalışan, web sayfalarına dinamiklik katmak ve kullanıcı ile etkileşimi arttırmak için kullanılan son derece gelişmiş bir script dilidir.

Başlangıçta web sayfalarını hayata geçirmek için oluşturulup günümüzde oyun ve mobil uygulama geliştirme için de sıklıkla kullanılan JavaScript, metin düzenleyici gibi basit bir araçla yazılabilen kodlardan oluşan, öğrenilmesi en kolay programlama dillerinden biridir.

İnternet üzerinde kullanılan script dilleri arasında en çok kullanılan dil olmakla birlikte birçok hazır kütüphanenin de (JQuery, AngularJS, NodeJS, ReactJS, Bootstrap çatısı vs.) temelini oluşturmaktadır.

Web siteleri içerisinde %100’e yakın oranda kullanılan bir dildir ve bu nedenle JavaScript dili etkileşimli web sitelerinin vazgeçilmezindendir. JScript kodlarını çalıştırmak için herhangi bir tarayıcı haricinde ek bir derleyiciye ihtiyacınız yoktur. Çünkü tüm tarayıcılar, içerisinde bulunan JScript motoru sayesinde JScript komutlarını yorumlayarak işlemleri yerine getirebilir.

JavaScript ile neler yapabilirsiniz?

  • JScript ile aynı anda birden fazla bağımsız işlemler gerçekleştirebilirsiniz. Örneğin; bir web sitesine girdiniz. Siz kullanıcı bilgileriniz ile giriş yaparken sistem sizin bilgilerinizin doğruluğunu kontrol edip size geri bildirimde bulunuyor.
  • Geliştiricinin, kod yazımı sırasında her defasında tekrardan kod yazmasına gerek yoktur. Bir defa yazması yeterli olacaktır ve bu da geliştiricinin işini oldukça kolaylaştırır. Hatta sloganları da “Az kodla çok iş“ şekildedir.
  • HTML’in statik ve basit yapısını dinamik hale getirebilirsiniz.
  • Web sitesinde görmüş olduğunuz çoğu butonu oluşturabilirsiniz. Örneğin; atla, daha sonra hatırlat, şifremi unuttum, üye ol, şimdi sepete ekle, alışveriş yap, kapat gibi birçok buton.
  • JScript ile bir web sitesinin ara yüzünü oluşturursunuz. Oluşturduğunuz web sitesi kullanıcı dostu bir web sitesi olur, yani sitenizin kullanıcı etkileşimi ve kullanıcıların web sitenizde geçirdiği zaman artar. Bu da web sitenizin tarayıcıda daha üst sıralara gelmesine katkıda bulunur.

JavaScript’in Avantajları

  • Öğrenilmesi kolay olduğu için yazılımla ve web siteleri ile ilgilenen kişilerin ilk öğrendiği yazılım dilleri arasında yer almaktadır.
  • Diğer yazılım dillerine göre daha hızlıdır.
  • Geliştirilmeye açık bir yazılım dilidir. Özellikle ilk çıktığı 1995 yılında çok ilkel bir yazılım dili olsa da günümüze kadar çok fazla geliştirilmiş ve değişime uğramıştır. Hâlâ da yazılım geliştiricileri tarafından geliştirilmektedir.
  • Derleyicilere ihtiyaç duyulmaz çünkü JavaScript, HTML ile beraber kullanıldığı için web tarayıcıları HTML’i yorumlar. Bunu sağlayan iki farklı yöntem vardır. Bu yöntemleri ilerleyen bölümlerde detaylı bir şekilde görebilirsiniz.
  • Web sayfasına dinamiklik katar ve kullanıcı etkileşimini artırır. Bu özelliği ile kullanıcıların daha fazla web sitesinde kalmasını sağlar ve bu, sitenin sıralaması için oldukça önemli bir özelliktir.
  • Kod parçaları birden fazla platformda veya web tarayıcılarında çalışır. Bu özelliği ile birlikte aynı kodun farklı sayfalarda ve sitelerde kullanılmasını sağlar.
  • Yapılan hataları kolay bir şekilde bulabilirsiniz. Yorumlanabilen bir yazılım dili olduğu için yaptığınız hataları bütün satırlar arasında aramanıza gerek yoktur ve hata yaptığınız satır direkt ortaya çıkar. Bu da yazılımcılara hem vakit kazandırır hem de fazladan yorulmalarını engeller.
  • İstenilen özel durumlar için kullanılabilir.
  • Sunucuyla minimum etkileşimi sağlar. Böylece internet sitesinin hızı yükselmiş olur. JavaScript, kullanıcıların ilk doğrulama bilgilerini kendi içinde yaparak sunucuya daha sonra talepleri gönderir. Bu da sunucunun daha az kullanılmasını sağlayarak internet site hızının artmasını sağlar.
  • Zengin ve kullanıcı dostu ara yüze sahiptir. JavaScript ile dikkat çekici ve interaktif ara yüzler oluşturabilirsiniz. Örneğin; kaydırma butonları, bazı efektler gibi.

JavaScript’in Dezavantajları

  • Popüler olduğu için birçok web sitesinde kullanımı da yaygınlaşmıştır. Bu yüzden kötü amaçlı kişilerce saldırıya uğrama ihtimali diğer yazılım dilleri ile oluşturulan web sitelerine veya uygulamalara göre daha fazladır.
  • Açıklara karşı zayıftır, güvenlik önlemleri yeterli gelmemektedir. JScript birden fazla web sitesinde veya platformda kullanılabileceğinden dolayı kod parçaları daha az güvenlidir.
  • Her tarayıcı veya sayfa JScript kodlarını kabul etmez. Bu JScript’in genel bir özelliği olmasa da bazen bazı tarayıcılar ve web sayfaları desteklememektedir. Bu yüzden bu gibi sayfalarda ve tarayıcılarda kullanılmamaktadır.
  • JScript çok büyük kodlara sahip olduğu için karmaşık hale gelmekte ve çok fazla yer kaplamaktadır. Bu da site hızını olumsuz yönde etkilemektedir.
  • Farklı cihazlarda farklı çalışabildiği için tutarsızlığa neden olabilmekte ve yazılım ile uğraşan kişilerin işini zorlaştırabilmektedir.

PHP’nin Tarihçesi

PHP’nin Tarihçesi

PHP ilk olarak 1994 yılında Rasmus Lerdorf tarafından, dinamik web sayfaları geliştirebilmek ve web sayfasını ziyaret edenleri izleyebilmek amacıyla bir dizi Perl betiği kullanılarak geliştirilmiştir.
İnsanlar kısa zamanda PHP ile ilgilenmeye ve bu konuyla ilgili sorular sormaya başladıklarında ise yeni bir betik motoru oluşturmuştur.

8 Haziran 1995 tarihinde Rasmus Lerdorf, web formlarıyla çalışmak, aynı zamanda veri tabanları ile iletişim kurmak için PHP’yi genişletti ve böylece PHP/FI’ı (Personal Home Page / Forms Interpreter) biçimlendirmiş oldu. Daha sonra bir geliştirme ekibi oluşmaya başladı. Aylar süren çalışmalar ve beta sürüm testlerinden sonra, 1 Kasım 1997 tarihinde PHP/FI2’i (Personal Home Page / Forms Interpreter) yayınladı.

PHP 3

PHP, adı duyuldukça bir grup yazılım geliştiricilerinin dikkatini çekti. Rasmus Lerdorf, Zeev Suraski ve Andi Gutmans tarafından yeniden yazıldı ve 6 Haziran 1998 tarihinde PHP3 yayınladı. Aynı zamanda PHP kısaltmasının açılımı Hypertext Preprocessor olarak kabul edildi ve resmileştirildi.

PHP 3.0’ın en güçlü yanlarından biri, genişletilebilirlik özellikleriydi. Son kullanıcılara çoklu veri tabanları, protokoller ve API’ler için olgun bir arayüz sağlamanın yanı sıra, dilin kendisini genişletme kolaylığı, çeşitli modüller gönderen pek çok geliştiricinin ilgisini çekti. Bu PHP 3.0’ın muazzam başarısının anahtarıydı.

PHP 4

1998 kışı, PHP 3.0’ın resmi olarak piyasaya sürülmesinden kısa bir süre sonra performans ve diğer işlevsellikler için yeniden ele alınması gerekiyordu. Zeev Suraski ve Andi Gutmans, 1999 yılında Zend Engine’ı (Zend Motoru) üreten PHP’nin çekirdeğini yeniden yazmaya başladılar. 22 Mayıs 2000 tarihinde Zend Engine 1.0 tarafından desteklenen PHP4 yayınladı.

PHP 5

Artık PHP’nin önünde pek de engel bulunmuyordu ve böylece PHP gün geçtikçe daha fazla ün kazanmaya başladı.
PHP’yi daha üstün bir hale getirmek için, 13 Temmuz 2004 tarihinde Zend Engine 2.0 tarafından desteklenen PHP5 yayınladı. Zend Engine 2.0, PHP’yi vazgeçilmez bir dil yapacak olan, OOP (Object Oriented Programming) için gelişmiş destek, PDO (PHP Data Objects) uzantısı, static binding (statik bağlayıcı) ve sayısız performans geliştirmeleri gibi yeni özellikler içeriyordu. Aynı zamanda 32 Bit ve 64 Bit Microsoft Windows işletim sistemi platformları için PHP, IIS (Internet Information Services) üzerinden yorumlanabilir ve kullanılabilir hale getirildi.

PHP 7

3 Aralık 2015 tarihinde PHP’nin çekirdeği bir defa daha yazılarak Zend Engine 3.0 tarafından desteklenen PHP7 next generation yayınladı.

Zend Engine 3.0’da, PHP’yi eşsiz bir dil yapacak olan bazı yenilikler; yüksek hız (2 kat daha hızlı), üstün performans, düşük ram (bellek) kullanımı, en fazla güvenlik, kararlılık, just in time compilation (çalışma zamanında derleme), debugging engine exceptions (hata ayıklama motor istisnaları), daha gelişmiş Microsoft Windows işletim sistemi platformları desteğidir.

PHP 8

26 Kasım 2020 tarihinde PHP 8 versiyonu resmi olarak kullanıcının hizmetine sunuldu. Büyük bir yenilikle kullanıma sunulan söz konusu versiyon, birçok güçlü özelliği de beraberinde getiriyor. Bu yeni özellikler sayesinde çok daha kolay bir şekilde kod yazabilir, daha kullanışlı ve güçlü uygulamalar oluşturabilirsiniz. PHP 8’in kullanıcılar tarafından en beğenilen özelliği Just in Time kavramının kısaltması olan JIT derleyicisidir.

PHP Nedir?

PHP Nedir ?

PHP (Hypertext Preprocessor, eskiden Personal Home Page) dinamik web siteleri geliştirebilmek için tasarlanmış, HTML kodları içerisine rahatlıkla yerleştirilebilen, sunucu tarafında çalışan ve çok geniş kullanım alanına sahip, açık kaynak kodlu bir betik dilidir.

PHP, 1994 yılında Rasmus Lerdorf‘ un kişisel ana sayfasını korumak ve web sitelerine giren ziyaretçilerin sayısını tespit etmek için kullandığı C dilinde birkaç Common Gateway Interface (CGI) programı yazmasıyla başlamıştır.
PHP yapısının önemli bir kısmını C, Java ve Perl gibi dillerden almış, kendisine has özelliklerle bu yapıyı pekiştirmiş ve kolay öğrenilebilen bir dildir.

PHP Nasıl Çalışır ?

PHP kodları sunucu tarafından derlenerek kullanıcıya HTML çıktısı olarak gösterilmektedir. Ancak kullanıcı tarafından PHP kodları görülemez; kullanıcıya, sunucu üzerinde derlenmek suretiyle HTML olarak aktarılır. Kısaca PHP uzantısına sahip bir dosya oluşturmanız halinde içerisine HTML, CSS, Javascript ve PHP kodları bulundurmaktasınız. Uygulama esnasında PHP motoru bu safhadaki bütün PHP kodlarını ayıklar. Sonrasında ayıklanan kodları çalıştırarak sonucu kod yazılımcısının istediği şekilde kullanıcıya gösterir.

PHP Nasıl Kullanılır ?

PHP yazabilmek için bazı modüllerin (Apache, MySQL, PhpMyAdmin) yüklenmesi gerekmektedir. Bu modülleri paket halinde içinde barındıran yazılımlardan faydalanabilirsiniz. XAMPP ve WAMP Server adlı programlar bu amaçla hazırlanmıştır ve pek çok geliştirici tarafından tercih edilir.

PHP kodları yazabilmek için ise kod editörlerini kullanmalısınız. Visual Studio Code, Notepad++, Sublime Text, Atom ve Brackets bu programlardan bazılarıdır. Daha büyük projeler için hızınızı artırıp size kolaylık sağlayacak IDE’leri de tercih edebilirsiniz. Bunlara en güzel örneklerden ikisi PHPStorm ve NetBeans’dir.

PHP Hangi Veritabanlarını Destekler?

PHP’nin en fazla üzerinde durulan ve en güçlü olan özelliklerinden bir tanesi de sahip olduğu gelişmiş ve geniş veri tabanı desteğidir. PHP MySQL, SQLite, PostGreSQL, SyBase, IBM-DB2, Oracle, Mongo, dBase vb. birçok popüler veri tabanını projelerinizde kullanabilmenize olanak verir.

Neden PHP’i Kullanmalısınız

PHP’nin neden harika bir programlama dili olduğunu gösteren diğer sebepler:

  • Öğrenilmesi kolaydır — Fonksiyonlarına dair bol örnekli harika kılavuzlara sahip olduğundan kolaylıkla öğrenilebilir.
  • Yaygın biçimde kullanılır — e-Ticaret siteleri, bloglar, sosyal medya vb. platformları oluşturmak için kullanılır. İstatistikler web sitelerin %79’unun PHP kullandığını göstermektedir!
  • Düşük masraflıdır — Açık kaynaklıdır, yani ücretsiz olarak kullanılabilir.
  • Büyük topluluğa sahiptir — Eğer herhangi bir sorunla karşılaşırsanız İnternet’te birçok PHP bloğu bulunduğundan kolaylıkla yardıma erişebilirsiniz.
  • Veri tabanları ile entegre olabilir — PHP; MySQL, MSSQL, Oracle, Firebird, SQLite, PostgreSQL gibi birçok veri tabanı motoru ile çalışır.
  • Çapraz Platform Desteği
  • Yüksek Güvenlik
  • Geniş Kütüphane Desteği
  • Hata Yakalama ve Yönetme
  • Performans
  • Kolay Geliştirme ve Bakım…

PHP ile Neler Yapılabilir?

  • Durağan olmayan ve tamamen dinamic (dinamik) bir yapıya sahip web siteleri yapılabilir.
  • Her seviye web servisleri veya API’ler (Application Programing Interfaces) yazılabilir.
  • Hemen hemen tüm ücretli veya tüm ücretsiz database’ lere (veri tabanlarına) bağlantı kurabilir.
  • PHP-GTK (Gimp Tool Kit) eklentisini kullanarak masaüstü uygulamalar yapılabilir. (PHP-GTK ana dağıtımda yer almaz.)
  • Mobil programlama içerisinde kullanılabilir.
  • Sunucu üzerindeki hazır modüllerin haricinde ham ağ soketlerini açıp bu soketler üzerinden bütün protokollerle çalışabilir. Ayrıca bu protokoller aracılığı ile birçok iletişim işlemlerini kurabilir. (LDAP, SNMP, NNTP, IMAP, SMTP, POP3, HTTP, COM vs.)
  • Diğer yazılım dilleri verilerini, yorumlayabilir ve oluşturabilir.
  • Java nesneleri oluşturabilir ve bu nesneleri şeffaf biçimde PHP nesneleri olarak kullanabilir.
  • Birçok kriptolama (şifreleme ve çözme) işlemlerini gerçekleştirebilir.
  • Web tabanlı bot’lar (robotlar) yapılabilir.
  • Client (istemci) için cookie’ler (çerezler) yazılabilir ve session(oturum) işlemleri yapılabilir.
  • Client’e (istemciye), browser’a (tarayıcıya) ve zamana göre özel durumlar veya içerikler hazırlanabilir.
  • Gelişmiş zamanlanmış işlemler yapılabilir.
  • Değişkenler, fonksiyonlar, sınıflar veya nesneler üreterek her alana etki edilebilen işlemler yapılabilir.
  • Yazılan kodlara karar yapıları eklenerek, şartlara göre değişen kod yapıları oluşturulabilir veya duruma uygun çalışan uygulamalar yapılabilir.
  • Form işleme, değerlendirme, sayfa içerik kontrolleri ve raporlama işlemleri yapılabilir.
  • Resim oluşturma, düzenleme veya dinamik olarak oluşan grafik işlemleri yapılabilir. Ayrıca ses veya video işleme programları da yapılabilir.
  • XML (Extensible Markup Language), JSON (Javascript Object Notation), XSL (Extensible Style Language), PDF (Portable Document Format), RSS (Rich Site Summary) vs. gibi birçok farklı türdeki dosya verilerini okutulabilir ve oluşturulabilir.
  • Devasa portal’lar, arama motorları, çok gelişmiş CMS (Content Management System) yazılımları, ileri düzey e-ticaret ve bayilik sistemleri, otomasyon sistemleri yazılımları, veri depolama sistem yazılımları, veri tabanı bağlantılı uygulamalar, web tabanlı e-mail uygulamaları, tarayıcı oyunları, medya, haber ve sosyal ağ sistemleri, anlık bilgi paylaşım sistemleri, forum sistemleri, test, soru ve cevap uygulamaları, anket ve istatistik sistemleri vs. yapılabilir.

Kısacası PHP ile web üzerinde hemen hemen her şeyi yapabiliriz. PHP’nin sunduğu ve sunabileceği bütün özellikleri ile neler yapabileceğini düşünmek, kelimelerle anlatabilmek ve sayfalara sığdırabilmek mümkün değil. PHP ile yapabilecekleriniz tamamen hayal gücünüze ve PHP bilginize bağlıdır. PHP kullanarak oldukça basit bir blog sitesinden tutup bir arama motoru kadar geniş kapsamlı çalışmaya kadar her şey hayata geçirilebilir.

Örneğin; PHP kullanarak sıfırdan bir WordPress, Twitter, Facebook veya online oyun geliştirip zaman içerisinde de bu projeleri geliştirmeye devam edebilirsiniz. Zaten PHP’nin yoğun olarak tercih edilme ve kullanılma nedenleri arasında kullanıcılara sunduğu esneklik yer alır.

Bu yüzden “PHP ile neler yapılabilir?” diye sorulduğunda aslında yapılabileceklerin hiçbir sınırı bulunmuyor. PHP günümüzde web tabanlı tüm kodlama dilleri arasında en çok tercih edilen dildir. Nedenleri ise; kararlılığı, güvenliliği, hızı, performansı, gücü, esnekliği, kullanım kolaylığı ve sayılamayacak kadar çok olan marifetleridir.

Sizin PHP programlama dili ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

HTML’in Tarihçesi

1980 yılında CERN’de (Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire) görevli olan Tim Berners – Lee, tüm CERN araştırmacılarının bilgilerini ve dokümanlarını birbirleri ile kolaylıkla paylaşabilecekleri iyi bir sistem olması gerektiğine inanıyordu.Prototip olarak ilk önce Enquire isimli sistemi önerdi.

1989 yılına gelindiğinde Tim Berners – Lee internet tabanlı sistemin ilk temellerini attı. 1990 yılında ise HTML (Hyper Text Markup Language) adlı bilgisayar metin dilini bulup geliştirmesinden sonra World Wide Web sistemini kurmuştu.

1991 yılına gelindiğinde Tim HTML’ i oluşturan 18 tagı yayınladı.

Kimi kaynaklara göre HTML’in çıkışı bu tarih (29 Ekim 1991) kabul edilmektedir.

1992 yılında artık web üzerinden doküman paylaşmak yaygınlaşmaya başlamıştı. Dünya üzerinde yaklaşık 50 adet web server (sunucu) çalışmaktaydı. Bununla birlikte Web üzerinden tartışma platformları da oluşturulmaya başlandı. WWW-talk mail listesi de bunlardan biriydi. Asıl olarak 1991’in son aylarında kurulsa da 1992 yılında birçok akademisyen ve bilgisayar araştırmacısının fikir alışverişi ve tartışma için kullandığı bir platform olarak popüler oldu. Dave Raggett da bu mail listesini kullananlardan biriydi.

HTML 1.0

Dave 1992’de Tim’i ziyaret etti ve HTML üzerinde çalışmaya başladılar. HTML belli oranla web ortamında paylaşım için işi görse de hala bir çok eksiği vardı. Birlikte tüm yazılı basındaki örneklere bakarak (gazete, dergi vs.) HTML’ i bu türlerdeki metinlere uygun hale getirmek için geliştirmeler yaptılar ve sonunda 1993 yılında HTML version 1.0 yayınlandı.

HTML’ in ilk sürümü olan 1.0, bugün kullanılan HTML’ den çok farklıydı; çok daha basit ve sınırlayıcıydı (HTML 1.0 sadece 22 etiketten oluşmaktaydı). İnternetin popülerliği artmaya başlasa da yine de çok az insan webde geliştirme (html’ den site sayfası) yapabiliyordu.

Aynı yılda Ulusal Süper Hesaplama Uygulamaları Merkezinde (National Center for Supercomputing Applications yada kısaltması NCSA) çalışan Marc Andreessen, Mosaic adlı bir tarayıcı geliştirdi. Bundan bir yıl sonra Mosaic browser yerini yine aynı kişi tarafından geliştirilen ve birçok kişinin bildiği Netscape Navigator’ a bırakacaktı.

1994 yılına geldiğimizde Netscape Navigator piyasaya sürüldü. Bu yazılım, HTML sayfalarını internet üzerinden alma ve sayfaları kullanıcılara grafik biçiminde sunma yeteneğine sahipti. Bu web tarayıcısı, World Wide Web’ in dönüm noktalarından biri olmuştu. Netscape, dünya çapındaki web kullanıcılarının % 90’ından fazlası tarafından kullanılmaya başlanmış ve internetin popülerliği hızla artmaya başlamıştı. Netscape’in bu başarısı diğer şirketleri de harekete geçirdi. Microsoft kendi web tarayıcısı olan Internet Explorer’ ı yayınladı.

HTML 2.0

1995 yılında Web popülerlik kazanmaya başlamıştı ve HTML 2.0 piyasaya sürüldü. HTML 2.0, birkaç yeni özellik dışında HTML 1.0’dan pek de farklı değildi.

HTML 3.0

Aynı yıl içinde HTML geliştirme görevini üstlenen World Wide Web Konsorsüyum’ u (W3C), HTML 3.0’da bir standardizasyon yaratmaya çalıştı ancak neyin dahil edilmesi gerektiği konusundaki tartışma konusu, taslak aşamasının ötesine geçemediği için çok fazla başarı elde edemedi.

HTML 3.2

1997 yılının Ocak ayında bir fikir birliği sürümü olan HTML 3.2 yayınlandı. Bu, önceki sürümler ile uyumluluğu korurken, tablolar ve resimlerin etrafında akan metinler gibi resmi özellikler eklendi. HTML’in bu sürümü resmi standart oldu ve tüm browserlar bu sürümle gelen özellikleri kendi uygulamalarına eklediler

HTML 4.0

97 yılının sonunda HTML 4.0 W3C tarafından önerildi. Bu sürümde yeni gelen özellikler HTML’de büyük bir evrimin yaşanmasına sebeb olacaktı. Bu versiyondan öncekilerde getirilen yeni özelliklerin çoğu, eski etiketler üzerinde yapılan bir dizi süsleme yada yamaydı. En büyük değişiklik stillendirmenin html den ayrılması oldu. Artık stil işlemlerini HTML dışında yapıp buraya referans olarak gösterilebiliniyordu. Bunun dışında bu versiyonla birlikte komut dosyaları, gömülü nesneler, çerçeveler, daha karmaşık tablolar, daha karmaşık formlar için yeni etiketler yaratıldı. HTML 4.0 1998 yılında resmi standart oldu. Yayınlandıktan sonra bazı küçük noktalarda revize edildi ve 4.01 olarak son halini aldı.

XHTML 1.0

2000 li yıllara gelmeye başladığımızda internetin yaygınlaşmasıyla birlikte birçok website yaratılmaya başlandı. Bu durum birçok yeni özelliğe ihtiyaç duyulmasına sebeb oldu. World Wide Web Konsorsüyum (W3C) XHTML 1.0’ın özelliklerini bir öneri olarak yayınladı. X Genişletilebilir anlamına gelmekte olup XML (Genişletilebilir İşaretleme Dili) ile uyum sağlamasını temel alan bir versiyon olması planlandı. XHTML 1.0 ve HTML 4.01 ortak standart olarak kabul edildi.

HTML 5

İnternetin hayatımıza iyice girmesi ile mevcut versiyon olan XHTML 1.0 ve HTML 4.01 de sıkıntılar görülmeye başlandı. İnsanların daha yaratıcı websiteler yapma isteğine mevcut sürümler yetersiz kalmaya başlamıştı. 2004 yılı Haziran ayında WHATWG (Web Hypertext Application Technology Working Group veya Web Köprü Metni Uygulama Teknolojisi Çalışma Grubu) adında bir çalışma grubu kuruldu. WHATWG, Apple, Mozilla Vakfı ve Opera Yazılımcılarından oluışan kişiler tarafından oluşmuş bir gruptu. Temmuz 2004’te Web Uygulamaları 1.0 adı altında çalışmaya başladılar. 3 yıldan uzun bir çalışma sonunda son hali W3C ye gönderildi. Ocak 2008’de, W3C HTML5’i çalışan bir taslak olarak yayınlandı.

Bu şekilde CERN’ de bilgi paylaşımını kolaylaştırma amacı doğrultusunda ortaya çıkan HTML, günümüzde hayatımızın vazgeçilmezi olan internetin başlıca temelini oluşturmuş oldu.

HTML Nedir?

HTML (Hyper Text Markup Language) Nedir?

HTML, bir web sayfasının yapısını oluşturan kod parçacıklardır. HTML ile kullanıcıların isteklerine göre cevap verebilen bir program yazılamaz. Bu nedenle bir programlama dili olarak tanımlanamaz. HTML yazı, görüntü, video gibi farklı verileri birbirine bağlamaya yarar ve web sayfalarının düzgün görünmesini sağlayan kuralları belirler. HTML kodlarını web tarayıcıları okur, yorumlar ve görsel hale dönüştürerek kullanıcıya sunar.

HTML’in Yapısı

HTML küçüktür ve büyüktür işaretleri arasına yazılan kod satırlarından oluşur. Bu kod satırları kendi içinde tag (etiket) ismi verilen çeşitli elemanlardan oluşur. Web sayfalarının içeriğini oluşturan listeler, tablolar, paragraflar, başlıklar ve linkler oluşturmaya yarayan HTML etiketleri, World Wide Web Konsorsiyumu (W3C) tarafından geliştirilmiştir.

HTML Artıları ve Eksileri

HTML Artıları

  • Tüm internet tarayıcılarında çalışabilme,
  • Kolay öğrenebilme,
  • Açık kaynak koduna sahip olma,
  • Tamamen ücretsiz olma,
  • Çok sayıda ve birçok dilde yeterli kaynağa sahip olma,
  • World Wide Web Consortium (W3C) gibi resmî web standartları tarafından denetlenebilme,
  • İstikrarlı ve düzgün biçimleme sunma,
  • Node.js ve PHP gibi .NET gibi birçok diller ile uyum içinde çalışabilme,
  • HTML ile web sayfası hazırlamak isteyenlerin bilgisayarlarına ekstra program yüklemelerine gerek yoktur. HTML sayfası oluşturmak için not defteri uygulaması yeterli olacaktır.

HTML Eksileri

  • Bazı tarayıcılar HTML kod sistemine eklenen yeni özellikleri tanımakta yavaş kalabilir.
  • HTML, kullanıcıya mantık ekleyebilme imkânı vermez. Bu nedenle aynı ögelere (footer ve başlıklar gibi) sahip olunsa dahi fark etmeksizin tüm web siteleri ayrı ayrı oluşturulur.
  • Sıklıkla statik durumdaki web sayfaları için kullanıldığından, dinamik işlemleri gerçekleştirmek için PHP, CSS ya da JavaScript gibi ayrı bir backend dili kullanılması gerekir.